Değerli dostlar,
Son zamanlarda ülkemizde yaşanan meteorolojik ve jeolojik olaylar hepimizin malumudur. Biliyorum ki bu olaylara BİLİM gözü ile yaklaşan dostlar mutlaka bazı açıklamalarda bulunarak çözümler ve gerekçelerle olayı doğallaştıracaklardır. Ama isterseniz bir de kabul etmedikleri 2 x 2=MUTLAKA 4 TEOREMİNİN dışından bakalım.
İstanbul’da yaşayan ve yaşı 50 üzerinde olanlar lütfen hafızalarını zorlasınlar çocukluk dönemlerinde bir temmuz ayında İstanbul’a yağan ve 200- 225 grama kadar varan büyüklükteki dolu kaç kişinin ölümü ve yaralanma ile ağır hasar yarattığını hatırlayacaklardır. Ancak o dolu öncesinde Türkiye genelinde hiçbir olumsuz olay olmamıştı. Ama hemen sonrasında korkunç Adapazarı depremi gerçekleşmiş ve tarih sayfalarında ciddi kayıplarla yerini almıştı.
Oysa şimdi????
Doğa asla yanılmaz. Doğa binlerce yıldır anlatmak istediğini ve geleceğin haberini MUTLAKA verir. Eğer bazı can ustaların yazdığı satırları dikkatli takip etmez iseniz gözden kaçan şeyler acımasız olabilir. Birçok kişi kuşların garip uçuşlarını, havanın garip kokusunu, suların bulanıklığını, sıcaklığın birden bire mevsim normallerinin çok üstüne çıkışını, yılanların ve bazı toprak altı canlılarının kaçışını, özellikle gece, adeta çok büyük bir uçağın motorunun sesi gibi homurtulu seslerin duyulmasının, birden bire duran ve aniden patlayan rüzgarları ve deniz dalgalarını, ev hayvanlarınızdaki garip sakinlik veya hırçınlıkları anlattı durdu. Daha örnekleri arttırabilirim.
Peki bunları neden yazdım. Doğa bize bir şey anlatıyor. Doğa bize silkinmeye başladığını GAİA ANNENİN artık sabrının kalmadığının mesajını veriyor. Üzerinde taşımakta olduğu ve her an kendisini hançerleyen vahşi, saygısız, egoist, aşağılık, hain, değer bilmez, menfaatçi, megaloman evlatlarını istemediğini anlatıyor. Yetiştirdiği onca meyve, sebze ve hatta hayvanların doğal yapıları hatta genleri ile oynanıp kural dışı ürünler elde etmenizden ve yaşamları kirletmemizden kızgın ANNEMİZ.
ANNE artık ERKEK EGEMEN yapıdan da rahatsız. EŞİT YARATTIĞI varlığın hatta ÜSTÜN ÖZELLİKLERLE KUTSADIĞI varlığın AŞAĞILANMASINA ÖFKELİ. O varlığın CEHALETİNDEN ise tarifsiz acı duymada ve incinmekte.
ANNE ASLA CEZA VERMEZ. Sadece KENDİNİ TEMİZLER.
Anne evlatlarına, kendine hala saygı duyan, onun kuralları ile yaşayan, onu ve onun varlıklarını koruyanlara seslenmekte, “Dikkatli olun, Uyanın, KIYAM-EDİN, hareketlenin, mücadeleye başlayın” demektedir.
Can Dostlar Kainatın biz zavallı İNSAN denen yaratığın ne aklı, ne bilgisi ne de sahip olduğu ilmi ile anlayamayacağı, çözemeyeceği, FORMÜLE ASLA edemeyeceği bir GEOMETRİK DÜZENİ vardır. Uğraşmayın çözemezsiniz.
İşte o düzen gereği sistemimize bazı ziyaretçiler kural gereği girmekte ve yollarına devam edip gitmekteler. Tıpkı bizler gibi. Bu onlarca, yüzlerce ve binlerce (Tabii zavallı dünya insanı zaman kavramı bu sayılar) yıldır böyle oldu, böyle olmakta ve böyle de olacak. Bu kural gereği ziyaretçilerimiz sisteme girdikçe de GAİA annenin bozulan dengesi regüle edilerek tekrar upgrade ediliyor. Çünkü Büyük Düzen Sistemi Korur.
İşte dostlar, ustalar, kardeşler bu nedenlerle daha yaşadıklarımız başlangıç. Yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın ön habercisi ve delili… GAİA anne kıpırdıyor. Onu regüle ediyorlar. ONU yeniden upgrade ediyorlar.
Ne mi yapacağız? Çok basit sanal zevklerimiz için yaşamaktan arınmaya çalışacağız, kavgaları, kırgınlıkları, küslükleri, azgınlıkları, hırsları ve sahip olma hevesini yenmek ve bunlardan kurtulmak için gayret etmeye başlayacağız. DNA sı ile oynanmış meyve, sebze tüketmeyeceğiz. Etrafımızdaki her canlıyı, taşı, toprağı, suyu sevip onlara saygı duyacağız. Okuyacağız kadim bilgileri, okuyacağız DOĞAyı, okuyacağız kalbimizi ve dinleyeceğiz söylenenleri, çığlıkları. Dinleyeceğiz kainatın nefis MÜZİĞİNİ rüzgarın, ateşin, suyun ve toprağın bitmeyen SENFONİSİNİ. Dinleyeceğiz ve anlayacağız NEFESİMİZİN bize ne dediğini.
Çevremizde öfke, nefret, kin ve sevgisizlikle bağıran, kaba kuvvet uygulayan varlıklara tebessümle ve sükunetle bakıp yavaşça sulh ve sükun ile yolumuza devam edeceğiz. Hiç yoklarmış gibi, olmamış gibi.
VEEEEEEEEEEEEEEEE
Teşekkür edeceğiz, şükredeceğiz her boş anımızda;
GAİA ANNEYE,
GECEYE,
GÜNEŞE,
YILDIZLARA,
GEZEGENLERE,
BURÇLARA,
DÜZENE,
KAOSA
VEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE
YARADAN ile ONUN İHTİŞAMINA,,,
Kabulle ve Minnetle…
Dostlar,
Ne olur doğanın müziğini, sükunet müziklerini, klasikleri, jazz’ı, ney’i, kudümü, kanunu dinleyin.
Öfkeyi, gürültüyü ve kafa sallanan ritmsiz müzikleri değil.
Kalbinize sonsuzluğu doldurun.
Ruhunuzu özgür bırakın

[custom-facebook-feed]